top of page
Search
rafikpurmanzc

Arac sahipleri dikkat! Artık zorunlu olan LPG seçeneği size ne kazandırıyor?



Taraflar arasındaki hukuki ilişki vekalet akdinden kaynaklanmaktadır. Borçlar Kanununun 392. (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 508) maddesi hükmünce, vekil yaptığı iş sırasında vekil edeninin üzerine geçen bütün haklarını ödeme, vekil edeninin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme zorunluluğundadır. Vekil olan davalı, davacıya karşı taşınmazların satış bedelinden sorumludur. Buradaki ödemeye ilişkin ispat yükümlülüğü, vekil olan davalıya düşmektedir. Davalı, bedelin bir kısmını gerekli harcamalarda kullandığını belirtmiş, bir kısmını da elden ödediğini savunmuştur. Davalı bu iddiasını tanık dinletmek suretiyle ispatlamak istemiş; mahkemece de tarafların yakın akraba olmaları gerekçe gösterilerek tanıkla ispatın mümkün olduğu değerlendirilmiştir. Oysa, HMK 203. md (HUMK 293. md) de hangi hallerde tanık dinlenebileceği açık olarak sayılmış olup, dünürler bu kategori içinde bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, vekilin hesap verme yükümlülüğü de gözetilmek suretiyle, davalının diğer tüm delillerinin değerlendirilmesi, sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi - Karar : 2016/23250).


Davalı her ne kadar iyiniyetli ise de KTK 20/d maddesine göre araçların mülkiyetinin devri için ortada geçerli bir sözleşmenin bulunması gerekir. Oysa, eldeki davada taraflar arasındaki sözleşme sahte vekâletnameye dayandığından yetkisiz temsil söz konusu olup geçerli bir sözleşmeden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Sahte vekâletname ile temlik alan ilk el konumundaki davalı yönünden tescil yolsuz olduğundan, iyiniyetli olduğu düşüncesiyle, aracın mülkiyetinin davalıya geçtiği söylenemeyeceği gibi davacı tarafından açılan davanın kabulünün davalının ödemiş olduğu araç bedelinin kendisine iadesi koşuluna bağlı olduğu da kabul edilemez (Hukuk Genel Kurulu - 2017/1422 E. , 2021/321 K.).




Arac sahipleri dikkat! Art k zorunlu oldu



c) Başka örnekler: Otomobilin, onarım-bakım için oto tamirhanesine bırakılması ve birkaç gün orada kalmasında hem bir eser (işgörme) ve hem de saklama sözleşme ilişkisi olduğu söylenebilir. Bunun gibi otoparka araç bırakılması bir saklama sözleşmesi ise de, eğer araç sahibi aracının yıkanmasını ve yağının değiştirilmesini istemişse bu, karma sözleşme sayılmalıdır.


Kural olarak, eser sözleşmesinde iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi yoktur. Buna göre, iş sahibinin adam çalıştıran sıfatının bulunmadığı da dikkate alındığında eser sözleşmesine konu olan işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü şahıslara verdiği zarardan iş sahibi sorumlu olmayacağı kabul edilmektedir.Ancak bu kural kesin değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından, iş sahibinin "adam çalıştıran" sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de Borçlar Kanununda belirlenen müteselsil sorumluluk olduğu sonucuna varılmalıdır.7.HD. 29.06.2006, E. 2006/2114 K. 2006/2135


Yapının genel bir tehlikeyi içerecek biçimde yıkılması halinde, suç tarihi yıkılma ( göçme - çökme ) anıdır. Yıkılan binanın, yasada öngörülen yaralanma ya da ölüm sonucuna yol açtığı anda suç işlenmiş sayılır. Dolayısıyla, suçun nitelikli biçiminin oluşumu için zorunlu öğe olan, yaralanma ya da ölüm anı, suçun işlenme tarihi olduğundan, bu suç yönünden TCY'nın 102. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının da bu tarihten itibaren hesaplanması gerekir.TCY'nın 103. maddesine göre, tamamlanmış suçlarda dava zamanaşımı süresi eylemin vuku gününden itibaren başlar. Suç her zaman bir anda meydana gelmez. Maddi unsurun parçalarını meydana getiren hareket ile sonuç arasında az veya çok uzun bir zaman geçmiş olabilir. Hatta hareket ve sonuç ayrı ayrı yerlerde gerçekleşmiş de olabilir. ( Dönmezer-Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, 14. Bası, Cilt 1, s. 223 ) Neticesi harekete bitişik suçlarda, ihlali belirten hareket yapılır yapılmaz suç da tamam olmuştur; bu itibarla suç hareketin yapıldığı yer ve zamanda işlenmiştir, zamanaşımı o andan itibaren işlemeye başlamıştır. Neticesi hareketten ayrı olan suçlarda ise, suçun tamam olması için ihlali belirten hareketten başka kanuni tarifte yer alan neticenin de gerçekleşmesi lazımdır; böylece suç, bu neticenin gerçekleştiği yer ve zamanda işlenmiştir, zamanaşımı da o andan itibaren işlemeye başlamıştır. ( Dönmezer-Erman, age, s. 384 )TCY'nın 383. maddesinin birinci fıkrasında yazılı, neticesi hareketten ayrı ve seçimlik suçlardan olan genel bir tehlikeyi içerecek biçimde tahribat ve musibete neden olma suçunun gerçekleşme anı, sonucun yani tahribat ve musibetin gerçekleştiği andır, başka bir deyişle, yapının genel bir tehlikeyi içerecek biçimde yıkılması halinde, yapının yıkıldığı andır. Bu nedenle suç tarihi de: yıkılma ( göçme - çökme ) anıdır. İkinci fıkrada yazılı suç ise, genel bir tehlikeyi içerecek biçimde yıkılan binanın, yasada öngörülen yaralanma ya da ölüm sonucuna yol açtığı anda işlenmiş sayılır. Dolayısıyla, suçun nitelikli biçiminin oluşumu için zorunlu öğe olan, yaralanma ya da ölüm anı, ikinci fıkradaki suçun işlenme tarihi olduğundan, bu suç yönünden TCY'nın 102. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının da bu tarihten itibaren hesaplanması gerekir.Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alınıp değerlendirildiğinde; Yapım aşamasındaki kusurlu hareketleri ile, genel tehlike yaratacak biçimde binaların çökmesine ve ölüme neden olan sanıkların eylemlerinin TCY'nın 383/2. maddesindeki suçu oluşturduğu, binalar içinde bulunan 22 kişinin öldüğü 17 Ağustos 1999 gününün suç tarihi olduğu, kamu davasının ise Yasası'nın 102. maddesinde öngörülen beş yıllık dava zamanaşımı dolmadan 20.12.1999 tarihli iddianameyle açıldığı anlaşılmaktadır.Bu itibarla, TCY'nın 383. maddesinin birinci fıkrasındaki suçun oluşumu için tehlikenin fiilen meydana gelmesi, başka bir deyişle tahribat ve musibetin gerçekleşmesi, ikinci fıkrasındaki suçun oluşumu için de ölümün meydana gelmesi gerektiğini gözardı eden Yerel Mahkemenin, kusurlu inşa edilen yapı için kullanma izin belgesinin alındığı tarihi suçun işlendiği tarih, dolayısıyla dava zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabul edip, kamu davasının zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açıldığı gerekçesiyle ortadan kaldırılmasına karar vermesi isabetsizdir.CGK.08.11.2003, E.2003/9-261 K.2003/274


Araç sahipleri dilekçelerine varsa iş makinesinin hususiyetlerini gösteren teknik belgeyi, yoksa araca ait teknik bilgileri ihtiva eden bir belgeyi sahiplik belgesi ile birlikte ibraz etmek zorundadırlar.


Yumurta dondurma ve Tüp Bebek tedavisinin aşamalarından biri de yumurta toplamadır. Bu yazımızda OPU (Oocyte Pick Up) olarak da adlandırılan yumurta toplama işleminin ne olduğundan, nasıl yapıldığından, öncesinde ve sonrasında nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsedeceğiz.


Evin, evlilikten sonra alınmış ve edinilmiş mal niteliğinde olduğunu varsayıyoruz. Yakın akrabaların hediye niteliğindeki bağışlamaları katılma alacağı hesabında dikkate alınabilir. Zina gibi bazı boşanma sebeplerine dayalı boşanmalarda diğer eşin katılma alacağı talebi ortadan kalkabilir. Konu bir boşanma avukatı ile detaylı değerlendirmeyi gerektirmektedir.


+-Ölüme Bağlı Tasarruf Yolu İle Kurulan Vakıf Kendisine Özgülenen Malların Mülkiyetini Ne Zaman Kazanır?Kapatmak için Tıklayınız!Vakıf, kendisine özgülenen malları tüzel kişilik kazandığı andan itibaren değil, mirasın açıldığı andan itibaren iktisap eder. Yani, tüzel kişilik geçmişe etkili sonuç doğurur.+-Miras Ortaklığı Ne Zaman Sona Erer?Kapatmak için Tıklayınız!Miras ortaklığı mirasın paylaştırılmasının sona erdiği ana kadar devam eder. Terekenin tek bir mirasçı üzerinde toplanması, terekede bir artı değer kalmaması veya miras ortaklığı yerine aile şirketi, adi ortaklık veya bir ticari şirket kurulması gibi paylaştırma dışındaki sebeplerle de sona erer.+-Manevi Tazminat Hakkı Miras Yoluyla Devredilebilir Mi?Kapatmak için Tıklayınız!Manevi tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Manevi tazminat davası açma hakkı kural olarak mirasçılara geçmez. Fakat davacı manevi tazminat davası açtıktan sonra veya dava açma iradesini ispatlanabilir bir şekilde ihzar (hazırlama) ettikten sonar vefat ederse, davacının mirasçıları manevi davasına devam edebilirler.+-Alzheimer Hastası Miras Bırakabilir Mi?Kapatmak için Tıklayınız!Alzheimer hastasının miras bırakabilmesi için kendi mirasçısı statüsündeki bir başka kişiyi seçmiş olması gerekir ki bu durumda da yine atacağı imzanın anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğinin var olup olmadığının tespiti gerekir. Alzheimer hastası, hastalığının başlangıç evresinde hukuki ehliyetini hemen kaybetmeyebilir, hastalığın tanısı konmuştur ama kişi hala bir takım akli melekelerini koruyor olabilir. Bu koşullarda alacağı doktor raporu ile mirasını istediği kişiye bırakır. Doktor raporunda kişinin Alzheimer raporu almış olmasına rağmen kendi menfaatlerine uygun ve yapacağı sözleşmenin, bırakacağı mirasın anlam ve sonuçlarını kavrayıp kavramadığı irdelenir. Bu irdeleme sonucunda hastalığının henüz çok ilerlememiş olduğu tespit ediliyorsa ve kişinin böyle bir yetkisi olduğu tıbben kabul ediliyorsa tabi ki bırakabilir. Bunun dışında hastalık ilerledikten sonra kişi mirasını istediği bir yere bırakamaz. Çünkü artık hastalığın etkisi nedeniyle doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayırabilecek durumda değildir. Çabuk kandırılabilir bir nitelik kazanmıştır.+-Art Mirasçının Mirasçılığına Bir Engel Çıkarsa Ne Olacaktır?Kapatmak için Tıklayınız!Burada miras, kesin olarak ön mirasçıya kalır, art mirasçının mirasçılarına geçmez.+-Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi Nasıl Yapılır?Kapatmak için Tıklayınız!Miras bırakan ölmeden önce yapacağı bir sözleşme ile, bir malvarlığı değerini ölünceye kadar bakması koşulu ile 3. Kişiye devredebilir. Bu 3. Kişi yasal mirasçı olabileceği gibi atanmış mirasçı da olabilir. Bu sözleşme ile miras bırakan bir malvarlığı değerini bakım borçlusuna devretme, bakım borçlusu ise miras bırakana ölünceye kadar bakma borcu altına girer. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmek zorundadır. Miras bırakan, 2 tanık eşliğinde noter veya sulh hukuk hakimine başvurarak sözleşmeyi düzenletebilirler. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi bu şekil şartlarına uyulmaması halinde geçersiz hale gelir.+-Miras Bırakanın Sağlığında Yaptığı Paylaştırmaya Karşı Ne Yapılabilir?Kapatmak için Tıklayınız!Miras bırakan sağlığında yaptığı paylaşımlar ile saklı paylı mirasçılarının haklarını azaltmış veya yok etmiş ise bu saklı paylı mirasçılar tenkis davası adı verilen bir dava açarak bu paylaşımların kendileri ile alakalı kısmını iptal ettirebilirler. Burada saklı paylı mirasçı sadece saklı payına ilişkin burumu dava edebilir. Bunun dışında kalan oranlar üzerinde eğer paylaşım hukuka uygun ise müdahale edemez. Bu davayı mirasçı zararını öğrendikten itibaren 1 yıl her halükarda 10 yıl içerisinde açmalıdır.+-Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası Nedir ?Kapatmak için Tıklayınız!İzale-i Şuyu veya ortaklığın giderilmesi davası, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz malda ortaklar arasındaki paydaşlığa son vererek kişisel mülkiyete geçişi sağlayan, davanın tüm tarafları için benzer sonuçlar doğuran bir dava türüdür. Tüm paydaşların ortaklığın giderilmesi davasında yer alması zorunludur. Paydaşlardan birinin ölümü halinde mirasçılık belgesinde ismi geçen tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi gerekir. Tüm ortaklar davaya dahil edilmeden davanın sonuçlandırılması mümkün değildir.+-Kredi Borcu Olan Murisin (Miras Bırakanın) Borcunun Sigorta Tarafından Ödenme Şekli Nasıldır?Kapatmak için Tıklayınız!Kredi sözleşmelerinde kredi tutarına istinaden yapılan hayat sigortası, kişinin ölümü sonucu kredi borcunu ödemektedir. Fakat yargı kararları da göstermektedir ki sigorta bir zenginleşme aracı değildir. Bu kapsamda teminat her ne kadar üst sınırdan verilmiş olsa da sigortanın ödeyeceği kısım murisin kredi borcunun kalan miktarına ilişkindir. Sigorta bedelinden arta kalan miktar mirasçılara geçmemektedir.+-Mirasa Tedbir Konulabilir Mi?Kapatmak için Tıklayınız!Mirasa tedbir konulması, veraset ve intikal vergisini güvence altına almak için yapılır. Tereke defteri, sulh hakiminin malları tespit etmesinden sonra yazılır. Tereke defterinin yazılması sadece vergi dairesinin talebine yönelik bir uygulama olmayıp mirasçıların mirasla ilgili haklarını da koruyan bir uygulamadır. Mirasa tedbir koydurma, miras bırakanın mirasının, mirasçılar tarafından vergisinin ödenmeyecek olması durumunda vergi dairesinin istemi ile sulh mahkemeleri tarafından yapılıyor.+-Miras Hukukunda İrade Sakatlığı Hallerinin Sonuçları Nelerdir?Kapatmak için Tıklayınız!Miras hukukuna göre irade sakatlıkları vasiyetname yapılırken gündeme gelir. Vasiyet yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip ve onbeş yaşını doldurmuş olmak gerekir. Miras bırakanın yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama etkisi altında yaptığı ölüme bağlı tasarruf(vasiyetname) geçersizdir. Ancak, miras bırakan yanıldığını veya aldatıldığını öğrendiği ya da korkutma veya zorlamanın etkisinden kurtulduğu günden başlayarak bir yıl içinde tasarruftan dönmediği takdirde tasarruf geçerli sayılır. Ölüme bağlı tasarrufta kişinin veya şeyin belirtilmesinde açık yanılma hâlinde miras bırakanın gerçek arzusu kesin olarak tespit edilebilirse, tasarruf bu arzuya göre düzeltilir.slider=Mirasta Tasarruf Edilebilir Kısım Nedir?Miras Hukuku gereğince, miras bırakan kimse bırakacağı mirasın bir kısmı üzerinde istediği gibi tasarruf yapabiliyor. Kanunen, mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası, kardeşleri veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta(vasiyetname, miras sözleşmesi) bulunabiliyor. Bu mirasçılardan hiç biri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.+-Mirasta Tasarruf Edilebilir Kısım Nedir?Kapatmak için Tıklayınız!Miras Hukuku gereğince, miras bırakan kimse bırakacağı mirasın bir kısmı üzerinde istediği gibi tasarruf yapabiliyor. Kanunen, mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası, kardeşleri veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta(vasiyetname, miras sözleşmesi) bulunabiliyor. Bu mirasçılardan hiç biri yoksa, miras bırakan mirasının tamamında tasarruf edebilir.+-Terekenin Resmen Yönetilmesinde Tereke Yöneticisi Hangi İşlemleri Yapmaya Yetkilidir?Kapatmak için Tıklayınız!Tereke yöneticisi görevine giren hususlarda miras ortaklığının temsilcisidir. Ortaklık adına, 2ff7e9595c


0 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page